Ege adalarının
ilk elden çıkanı, Ege’nin en büyük adası olan Girit’tir. Batı emperyalizminin
şımarttığı ve sınırsız destek verdiği Yunan – Rum palikaryalarının adada
uyguladıkları imha planına karşı koymaya çalışan Malina Türk köyünün
hikâyesini okuyacaksınız bu kitapta… Malina köyü,
yakınında bulunan Bektaşi Tekkesi’nin işgale, adaletsizliğe ve katliama karşı
koyma arzusu ile örgütlediği çoğunlukla Türklerin yaşadıkları bir
köydür. Bu köyün, Azmi Babası, Derviş
Sinan’ı, Deli Şahin’i, yüzbaşı Önder Bey’i, Turgut’u, Zehra Anası,
Gülendam’ı, Katinası, papaz Leon’u ile Hanya baş piskoposunun gaddarca ve
zalimce yaptırttığı saldırılara direnişlerinin ibret dolu hikayesidir burada
anlatılanlar. Azmi Baba’nın
Derviş Sinan’a verdiği emanetlerin mübadele ile Türkiye’ye ulaşması
neticesinde elinizdeki kitap ortaya çıkmıştır. Son dönemlerinin büyük
travmalarını yaşayan Osmanlı ile Batılı güçler arasındaki güç dengesi içinde
sıkışıp kalan bir adadır Girit! Elleri kanlı
papazların yönetimi altındaki Rum çetecilerinin Türklere yaptıkları akıl
almaz işkenceler ve toplu katliamlar… Her şartta adadan sökülüp atılmak
istenen Türk varlığı…Yakılıp yıkılan köyler ve kasabalar, camiler ve
tekkeler… Girit Türklerinin son direniş merkezi olan Hanya Bektaşi tekkesinin
efsanevi direnişi… Ve vatan sevgisini her şeyin üzerinde tutan sevgililerin,
vatanları için ölümü göze almaları ve el ele ölüme yürümeleri… Ada
Türklüğünün son direnç noktasının ve Girit’in elden çıkışının hazin ve gerçek
hikayesi.. “İnsan
dediğimiz varlık, nefsini terbiye edebilen, çalmayan, yalan söylemeyen, kul
hakkını gözeten, insanları aldatmayan, öldürmeyen yetmez; diğer insanların
her müşküllerinde yanında olan, yardım eden, paylaşmayı bilen, ırk, dil, din,
cinsiyet ayrılığı gözetmeyen, sevmeyi bilen ve sevilendir”. Bu öğretiyi
yayan Girit Türklerinin uğradıkları haksızlıkları, adaletsizlikleri
unutmamak, unutturmamak için, Girit’ten getirilen emanetlerin içindeki
günlüklerden derlenen bu roman, bir geri dönüş tarihinin, acı ve hazin fakat
gerçek hikâyesidir… |