Cezaevinde tutulmuş günlükleri kitaplaştırmak "tarihe not düşmek" adına Ülkücü Hareket'in bilinmeyen bir cephesine ışık tutmak açısından önemlidir diye düşündüm.
Çünkü adı hapishane olan o loş mekânlarda yaşanılanlar "bizim gerçeklerimiz" di..
İşte bu gerçekleri öğrenmeliydi genç nesil.
Bu günlerden o günlere bakamıyorum bile.
Hâlâ o günlerin ruh halini yaşıyor ve her an iliklerime kadar ürperdiğimi hissediyorum.
Arkadaşlarımın da benden farklı olduğunu sanmıyorum..
"Biz ne için mücadele etmiştik ve ne olmuştu?
Ulvi gayeler için verilen mücadelenin karşılığı hapishaneler mi olmalıydı?" şeklinde soruları sorarken 12 Eylül yönetimi tarafından idam edilen arkadaşlarımızı unutmamanın da en büyük erdem olduğuna inanıyorum.
Fakat gerçekten bütün bunlar olmalı mıydı?
Ülkücüler hayatlarının en verimli çağlarında hapishanelere atılmalı ve ölmeli miydiler?.
Ülkücü hareketin yükselişi düşman odakların baskı ve şiddeti artırmalarına ve Devamını Göster